6 Ocak 2011 gece yarısı operasyonuyla TBMM’den geçen RTÜK yasasının içinde reçetesiz ilaçların reklamının serbest bırakılması da var…
İlaç sektörü dev tröstlerin faaliyet gösterdiği, yüzlerce milyar doların havada uçuştuğu bir sektör! İlaç stratejik bir ürün! Domuz gribinde ilaç firmalarının nasıl küresel ölçekte spekülasyon yapıp, milyarlarca dolarlık ilaç satışı gerçekleştirdiğini gördük!. .
Kapitalizmin kesin kuraldır; kar marjı ne kadar yüksekse, süreç o kadar vahşileşir!
İlaç sektörü de, büyük karların döndüğü bir alan. Oyunun kurallarını sektör belirliyor…
GSS vesaire derken ülkemizde ilaç harcamaları 19 Milyar Dolara çıktı…
İlaç reklamlarının TV’de RTÜK Tarafından serbest bırakılması TV kuruluşlarının işine gelir. Milyonlarca dolarlık bir reklam girdisi söz konusu…
Halk sağlığı açısından bakıldığında doğru mu?
Araştırmalar pek de doğru olmadığını gösteriyor…
İlaç reklamları ve kullanımına yönelik en yoğun tartışmalar neoliberalizmin anavatanı ABD’de gerçekleşiyor…
Çünkü, ABD’de ölüm nedenleri arasında, ilaçtan ölümler 4. Sırada…
Reçeteli ilaçlarla hayatını kaybedenlerin sayısının 100 binin üzerinde;
ilaçların yan etkilerinden hastalananların sayısı ise 2 milyonu aşıyor…
İlaç tröstleri dur durak tanımıyor, küresel kriz bile vız geliyor;
WHO’nun (Dünya Sağlık Örgütü) rakamlarına göre, ilaç satışları 2008 yılında dünya genelinde artarak 700 milyar doları buldu…
Yine WHO’nun raporlarına göre; sağlık sektörünün tedavi için yaptığı harcamaların yüzde 10’undan fazlası rüşvet ve yönlendirme gibi doğru olmayan yerlere harcanıyor!
ABD ilaç pazarı ise 310 milyar dolar!..
ABD’de ilaç firmaları üzerinde yasa ihlalleri tartışmaları sürüyor…
Örneğin Pfizer, ABD’de 2009 yılında, ilaç satışı ve promosyonundan, 2 milyar 300 milyon dolar para cezası aldı…
Merck&Co firmasına senelik satışı 2 milyar 500 milyon dolar olan Vioxx adlı ağrı kesici nedeniyle 60 binden fazla Amerikalı tarafından dava açıldı… İlaç yüzünden yaşanan ölümler nedeniyle!İlaç Türkiye’de de bolca reçetelendi… Ancak, kaç kişiyi kalp hastası yapıp öldürdüğü bilinmiyor!”
Firma ilacı 2004’te piyasadan çekti ve 2007’de de ölenlerin yakınlarına 4 milyar 850 milyar dolar tazminat ödemen zorunda kaldı…
Oysa, FDA’daki ilaç komisyonlarında görev alan Prof. Dr. David Graham, FDA’yı bu ilacın tehlikelerine karşı uyarmıştı…
“Batı Tıbbı Sağlığınızın Altını Nasıl Oyar” adlı kitabın yazarı Shane Ellison, bir söyleşisinde bu konuya da değinerek şunları söylemişti:
“İlaç endüstrisinde statükonun zıddına hareket etmek hayatınızı bayağı zorlaştırabilir. Bu tür bir harekette bulunmak bir bilim adamının kariyerini ilelebet karartabilir. Buna en iyi örnek olarak FDA’nın içinde olup bitenleri ifşa eden Dr. David Graham’ı gösterebiliriz. Graham FDA’yı Vioxx’un tehlikelerine karşı uyardı. Ardından işyerinde tehditler aldı, düşmanca davranışlarla karşılaştı, gözdağı vermeye çalıştılar”
Kitabında kolestrol ve statin efsanesini yerden yere vuran Shane Ellison, bir ilaç firmasında çalışırken, neden eleştirel bakış geliştirdiğine dair ise şunları söylüyordu:
“Ben ilaç üretimi konusunda uzmanlaşmış bir kimyagerim. Biyoloji ve kimya eğitimi gördüm. Kuzey Arizona Üniversitesi’nde organik kimya master’ı yaptım.
Mezun olduktan sonra Eli Lilly için Tamoxifen türevleri üretmeye çalışan Array Biopharma şirketine girdim. Tamoxifen kadınlarda ciddi yan etkilere neden olduğundan Eli Lilly bu ilacı yeni bir kimyasal akrabasıyla değiştirmek istiyordu.
Denemelerimizde başarı sağlayamadık. Tehlikesinin çok bariz bir şekilde bilinmesine rağmen Tamoxifen satışları devam etti. O sırada fark ettim ki, Eli Lilly Tamoxifen reklâmlarında ilacın kanser riskini düşürebileceğini yazıyor.
Bu, biyokimyagerlerin laboratuarda bulduklarının ve raporladıklarının tam tersiydi. Bu çelişki sağlık efsanelerinin üzerine eğilmeme vesile oldu. Sonuçta, kurumsal ilaç üretimi işimden istifa ettim.”
Shane Ellison, kitabında, gönül rahatlığıyla yutulan FDA onaylı reçeteli ilaçların insan sağlığını tehdit ettiğini, kandırmaca ilaçların başında ise kolestrol, kalp, depresyon, hormon ve hiperaktivite ilaçlarının geldiğini iddia ediyordu… |
Kolesterol ilaçlarının pazarı 2006 yılında 22 milyar dolarken, bugün 26 milyar doları buldu…
Görüldüğü üzere ilaç sektörünün sicili pek de temiz değil…
Şimdi ülkemizde de ilaç, reklamlarla birlikte tüketim malına dönüştürülme yolunda…
Yıllardır bu konuda yazıp çiziyoruz…
Taa, 2000’li yıllardan bu yana, bizim eczacıların tasfiye sürecinin başladığını, bu işin sonunun ilaçta reklamın serbest bırakılması, market raflarına çıkmazı, ve zincir eczaneler olacağını yazıp duruyorum…
Bir proje var ve adım adım uygulamaya konuluyor…
70 milyonluk Türkiye pazarı ilaç firmalarının iştahını adamakıllı açmış durumda…
Hele de son beş yıl içindeki ilaç harcamalarındaki önlemez katlanış göz önündeyken!.,,
İlaç firmaları dünya deneylerinden eczane dışı satışlarda daha çok denetimsiz olacaklarını ve daha çok kar edeceklerini biliyorlar.
Eczacılar tepkili
Bursa Eczacılar Odası, açmış olduğu imza kampanyasında, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den bu yasayı onaylamamasını talep ediyor… Hazırlanan ve elektronik ortamda imzaya açılan dilekçede “En önemli kaygı halk sağlığı açısından onarılamaz ve önüne geçilemez kayıplar ve bunun bedelinin de kamunun ödeyecek olması” deniyor…
“İlacın kontrolsüz ve gereksiz tüketimini körükleyecek, halkın sağlığını tehlikeye düşürecek ilaç reklamı biz eczacıların mesleki sorumluluklarımız yönünden kabul edilemez bir uygulamadır” denilen sanal dilekçede “Bizler ülkemiz genelinde kesintisiz hizmet veren ve hastalarımıza ücretsiz danışmanlık yapmaktan gurur duyan eczacılar olarak bu tasarının Cumhurbaşkanlığı tarafından veto edilerek yasalaşmasının engellenmesini, geri çekilmesini saygılarımızla arz ederiz” ifadelerine yer veriliyor.
H.Gül Kolaylı Bursa Haber Gazetesi 10 Ocak 2011